Barış Arduç'u Sevmek
- Fatmanur Ünverdi
- 9 Eki 2016
- 2 dakikada okunur

Ahmet olarak girdin kimilerimizin hayatına, kimilerimizinkine Selim; kimilerimizinkine ise Tekin.. Ama en çok Ömer İplikçi olarak sevdik seni. Dur durak bilmeden gelişen oyunculuğundu belki de her karakterini bi öncekinden daha çok sevmemize sebep olan. Her karakterinde kendinden bir iz taşıyordun çünkü; Ahmet'in temiz kalbi, Selim'in ağırbaşlılığı, Tekin'in sert ve sadık tavırları, Ömer'in sessiz sakin halleri.. hepsi sendin aslında. Her karakterinde kendinden bir parça yansıttın bize. Sevdik seni, çok sevdik. Hepimizin ailesinden biri oldun; evlerin bir numaralı Barış'ı oldun :) Bazen biri girer hayatınıza, zaman geçtikçe ya 'keşke tanımasaydım' dersiniz ya da 'iyi ki tanımışım.'. Barış hep ikinci tür kişilerden oldu benim/bizim için. Her gün 'hayır daha fazla sevdiremez kendini' dedim ama her geçen gün daha çok sevdim. Kendisi farkında olmadan o kadar güzel işler yapmış ki, o kadar olur :) Yalnızca minik kalplere yaptığı kutsal yardım değil, aslında görmediğimiz, kendisinin bile bilmediği, çokça iyilik yapmış İyi Niyet Elçimiz :) Öyle ki, konuşmaya fırsat bulduğum birkaç kişiden hep şu cümleleri duydum: "Barış hayatıma girmeseydi şu an çok kötü bir durumda olurdum..." "Barış hayata tutunmamı sağladı..". Bunları duydum ya, işte o zaman içim ısındı. Biraz daha sevdim. Çünkü Barış farkında olmadan bana da aynı yardımda bulunmuştu ve bunu yaptığı tek kişi olmadığımı bilmek beni gururlandırdı. 'İşte bu' dedim. 'İşte sevgiye, sevilmeye, desteğe layık bir adam! Çok doğru bi adamı seviyorsun Fatmanur'. Bunu her geçen gün tekrarladım. Zaman geçtikçe bunu yapanın sadece ben olmadığımı fark ettim, biz kocaman bir aile olmuştuk artık; Kıymetlilerdik. Barış bize her 'kıymetli' dediğinde daha çok gururlandık. Onun her mutluluğunda biz on katı mutlu olduk. O hasta olduğunda onunla birlikte hasta olduk, ağladık, canımız yandı. O iyileşince biz de yenilendik sanki. O her bir hayranına sarıldığında sanki bize sarılmış gibi mis kokusunu duyduk, içimize hüzün çöktü.. O 'dışarısı soğuk, üşürsünüz üzülürüm' dedi; içimizi öyle bir ısıttı ki bidaha üşümedik. Moralimiz bozulunca bir fotoğrafına bakıp mutlu olduk biz. Onun o muhteşem gülümsemesine her baktığımızda yüzümüz güldü, hüznümüz uçup gitti. (Yazar burda 32 diş sırıtıyor:) ) Zaman zaman kendini esirgedi bizden, üzüldü; üzüldük. Özledik; o üzgün diye özlemimizden çok, mutlu olmamasını dert edindik. Belki fiilen bir şey yapmadı ama kalbimize öyle bir dokundu ki; bir daha asla silinemeyecek bir iz bıraktı içimizde. O sadece Barış Arduç oldu ve biz onu öylece sevdik. Varoluşuyla, gülümsemesiyle ve kalbiyle. Öyle bir sevdik ki, adını her anışımızda kalbimiz ona koşmak için tepindi. 'Kıymetli' olmak bunu gerektirirdi; sevdik işte. Yazımı bu muhteşem günü kutlayarak sonlandırıyorum. İyi ki doğdun Barış, Barış'ımız. İyi ki girdin hayatımıza, o güzel yüreğini melekler öpsün. Doğum günün kutlu olsun, iyi ki varsın. Kıymetlilerin seni çok seviyor :)

Comentarios